10 Mayıs 2013 Cuma

kötü huylar / bağırma

belki sabrınız taştığı için bağırıyorsunuz belkide kendinizi kurtarmak için. ama ne olursa olsun bağırmak bir işe yaramaz. ne dert anlatırsınız nede size saygı duydurabilirsiniz. 
bağıran insanlardan hep nefret etmişimdir. insanı rezil etmek için yaparlarr bence. 

kendinizi rahattlattığı doğrudur kesinlikle ama sevdiklerinize karşı yaparsanız yıkarsınız nefret ettirirsiniz. unutulmaz rezil edici bir andır. 


internette bulduğum bir yazı, bağırışla ilgili ben beğendim. sizde okuyun.


bazen insanın sıkışan kalbinin sesini bastırma, vicdanına söz geçirme çabasıdır. sözün değil sesin büyüdüğü andır. kendisinden uzaklaşanlar çok bağırır. ses duyulmadığı için değil, duyulsun diye bağırılır. yanına yandaş çekme, karşısındakini daha çok karalama çabasıdır.

zehirli oklarını saplarsın, nereye sapladığını bilmezsin, bilsen de umursamazsın. attığın çamurların, önce senin ellerini kirlettiğini bile farketmezsin, bu kadar körleşirsin bağırdıkça. ve karşındaki sustukça sen, sessiz duranın canının yanmadığını sanan farelerinle haklılığının zaferini kutlarsın. ama onlar kavalın sesine koşarlar, sana değil. 

bağırdıkça gizlemeye çalışırsın yalnızlığını. bilmezsin yalnızlığın önce büyüttüğünü sonra çürüttüğünü. tüm pisliklerini birlikte baş koyduğumuz yastığına dökersin. o an, uzaklaşmaya başladığın kendine az da olsa yaklaşırsın. güneşle birlikte yine takar takıştırırsın pislikerini üstüne, o ışıltı bile aydınlatamaz seni. karartır, kurutursun kalbini. kaderi suçlar, hayat der ve eşikten adım atarsın yeni bir güne.

en kalabalık kumsallarda sana bütün kederlerini unutturan bir çift gözü tercih edemezsin artık, çünkü sen tercihini bir çift yüzden yana kullanmışsındır, her sabah yıkadığın o iki yüzünden yana.

efendiliğe yaklaştığını sandıkça uzaklaşırsın, uzaklaştığını sandıkça yaklaşırsın köleliğe. insanlara karıştıkça daha çok artıyor yalnızlığın, yalnızlaştıkça daha çok karışıyorsun. çığlıklara dönen acıların çoğaldıkça yaşadığını sanıyorsun. çölün ortasında güneşsizsin, denizde susuz. kutlamaların yaşandığı en güzel gecelerde sağırsın artık ve altınların içinde fukara. yalnızsın, bir tellal gibi bağırıyor yalnızlığın. gölge düşürmemek için gücüne ben iyiyim diye bağırıyorsun.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder